Herhangi bir canlı yayın mecrasında, röportaj yapan için
belli kurallar olduğu gibi, röportaj yapılan kişi için de, -yayının iyi
geçmesi adına- bir takım kurallar, daha doğrusu tavsiyeler söz konusudur. İşte
onlardan bir kaçı:
* Sıcak ve samimi olun. Röportaj verdiğiniz alan
politika, tıp, magazin veya edebiyat olabilir; bu hiç önemli değil, önemli olan
sizin ders vermiyor olduğunuz, izlenmesi ve hatta sürükleyici olması ümit
edilen bir sohbetin önemli bir parçası olduğunuz gerçeğidir. Unutmayın, sıkıcı konu yoktur, sıkıcı konuk
vardır. Röportaj başladığında mutlaka
gülümseyin, dinamik ve canlı bir tonda, sanki arkadaş ortamında sizden bir şey
anlatmanız istenmiş gibi, sıcak bir havada konuşmaya başlayın.* Asla didaktik bir tarz benimsemeyin. Canlı yayında amaç, izleyiciyi/dinleyiciyi ‘orada’ tutmaktır. Dolayısıyla, kitap cümleleri yerine hayatın içinden örneklerin seçildiği, basit cümleler ve kolay anlaşılır ifadeler seçin. Sakın önceden söyleyeceklerinizi yazıp da, kelimesi kelimesine önünüzdeki kağıttan okumayın. Notlarınızın yanınızda bulunmasında bir sakınca yok ama onları yalnızca belli noktaları hatırlama amacıyla elinizde tutun.
* Sorulara çok kısa veya çok uzun yanıtlar vermeyin. Az konuşan konuklar da, sazı eline alıp konudan konuya atlayanlar da radyo veya televizyon programları için pek tercih edilmezler. Eğer sunucu sizin sözünüzü kesiyorsa bilin ki ya zaman daralıyor, ya rejiden bir uyarı aldı ya da sohbet sıkıcı bir hale geldi. Bir sonraki soru sorulduğunda da sakın; ‘Şu konuyu bir bitireyim de, öyle bu soruyu cevaplayayım’ demeyin, söylemek istediklerinizi aralara sıkıştırmak veya son sözünüz için size verilen zamanı kullanmak daha uygun olacaktır.
* Ön görüşmede sunucuyla iyi bir iletişim kurun. Yayında anlatacaklarınızı sunucu veya yapımcıya ana başlıklar halinde özetlemek ve kendiniz hakkında kısa bir bilgi vermek doğru bir yöntemdir. Herşeyi önceden anlatırsanız, yayın sırasında ‘anlattım’ zannedip önemli noktaları eksik bırakabilirsiniz.
* Her program sunucusu maalesef sizin beklediğiniz kadar deneyimli ve rahat olmayabilir. Böyle durumlarda kontrolü elinize alın ve gereksiz soruları karşı tarafı küçümsemeden, doğru yönledirmelerle yanıtlayın. Canlı yayında sunucuyu bozmak size puan kaybettirir, onun bilgisizliğini seyirci zaten algılayacaktır.
* İlginç örnekler verin, teknik terimlerden uzak durun. Konuyu anlatırken örneklerle zenginleştirin. (Kendi hayatınızdan veya örneğin doktorsanız hastalarınızın yaşadığı olaylardan örnekler verebilirsiniz.) Gündemi takip edin, izleyici sizin konunuzla ilgili son gelişmeler sizden öğrensin. Ve, sohbeti her yaş ve eğitim grubundan insanın anlayabileceği düzeyde; basit ve ilgi çekici ayrıntılarla süslerseniz, vazgeçilmez konuklar listesine adınızı yazdırabilirsiniz.
* Son olarak; televizyonda görüntü, radyoda ise ses ve konuşma çok önemlidir. Bu yüzden katılacağınız televizyon programı öncesinde görünüşünüzle ilgili iyi bir hazırlık yapın. Gideceğiniz kanalda kuaför olmama ihtimaline karşı saçınızı mutlaka yaptırın ama abartıdan kaçının. Genelde makyözler konukların makyajlarıyla, sunucuların veya sanatçıların makyajıyla olduğu kadar çok uğraşmazlar. Eğer kadınsanız, hafif bir makyajla gidin; oradaki makyöze sadece rötuşlar kalsın, böylece yayına hazırlanacak daha çok zamanınız olur. Radyo yayınına da, uykusuz veya çok aç çıkmmaanız tavsiye edilir; çünkü konsantrasyonunuz bozulduğu anda diliniz sürçmeye başlar. Bu arada radyo ya da televizyon farketmez; program yapımcısından yanınıza mutlaka bir bardak su ve peçete isteyin, yayın sırasında ihtiyacınız olabilir.
Başarılar, siz dürüst ve kendiniz olun ve konuya hakimiyetinizi hissettirin yeter:)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder